Hayat Boyu Öğrenme Alışkanlıkları

Mert Can
Director of Sales & Business Development
20/2/2024

Hayat Boyu Öğrenmeye Dair

Hayat boyu öğrenme basit bir tanımıyla, resmi eğitimimizin ötesinde, kendi girişimimizle başlattığımız ve adım adım kendimizi geliştirerek büyüttüğümüz kişisel bir eğitim felsefesini ifade eder. Bugünün hızla değişen ve dönüşen dünyasında, bu anlayış bizlerin sadece kariyer başarısı için değil, aynı zamanda kişisel tatmin ve mutluluğu açısından da büyük bir değere sahip.

Biz de Patika Plus Bootcamp'in soft skill eğitimleri kapsamında Eğitim Tasarımcısı Gökçen Özbek ile birlikte bu konuya yönelik bir etkinlik düzenledik ve bu oturum bizlere hayat boyu öğrenme alışkanlıklarını daha iyi anlamak ve onları hayatımıza dahil etmek için harika bir fırsat sundu. Şimdi gelin, etkinlikte öğrendiklerimizi ve vurguladığımız noktaları birlikte gözden geçirelim.

Hayat boyu öğrenme neden gerekli?

İlk olarak, hayat boyu öğrenmenin neden bu kadar heyecan verici ve aynı zamanda aslında çok gerekli bir kavram olduğunu anlamamız gerekli. İnsanlar olarak bir bakıma bu dünyada problem çözmek için varız. Öğrenme ise problem çözmenin birinci koşulu. Buna istinaden, etkinliğimizde uzayan ortalama yaşam süresiyle birlikte, hayatta karşılaştığımız zorlukları aşmak ve değişen koşullara uyum sağlamak için öğrenmenin ne denli kritik bir yetenek olduğunun altını çizdik. 

Ancak öğrenme sadece bir görev gibi düşünülmemeli; bu aynı zamanda doğal bir ihtiyaç ve keşif yolculuğu. Çünkü öğrenmek, belirli bir alanda ustalaşmanın ötesinde bizim kişisel hedeflerimize ve arzularımıza ulaşmamızı da sağlayan bir beceri.Biliyoruz ki çoğumuz içsel olarak yaşamda kendi ilgi alanlarımızı ve tutkularımızı keşfetmeye dair bir merak duygusu taşıyoruz. Sürekli olarak öğrenen bireyler olmak bir anlamda doğamızın bir parçası. Kısacası yeni bilgiler öğrenmek, becerilerimizi geliştirmek ve perspektifimizi genişletmek, sadece bireysel gelişimimize ve başarımıza katkıda bulunmakla kalmıyor, aynı zamanda hayatı daha derinlemesine yaşamamıza olanak tanıyor ve bizi tatminkar kılıyor. Dahası hayat boyu öğrenme, sadece bireyler olarak değil, aynı zamanda içinde bulunduğumuz toplumun ve dünyanın dinamik değişimine ayak uydurabilmek ve bu alanlarda olumlu bir katkı yaratabilmek ve böylelikle nihayetinde toplum olarak ilerleyebilmek için de gerekli bir güç.

Peki öğrenme nasıl gerçekleşiyor?

Öğrenme karmaşık bir süreç ve öğrenmenin bilişsel, duyuşsal ve sosyal gibi farklı yönleri var. Biz de bu oturum boyunca öğrenmenin bu çeşitli boyutlarına değindik ve bilgilerin beyindeki işlenme, depolanma ve hatırlanma süreçlerine dair kapsamlı bir sunum dinledik. Bildiğiniz gibi duyguların, öğrenme konusunda kritik bir önemi var ve buna paralel olarak duygusal açıdan öğrenme deneyimleri değişkenlik gösterebiliyor. Örneğin öğrenme sürecine olumlu duygular eşlik ettiğinde öğrenme daha kolay ve kalıcı oluyor. Bunun aksine stresli veya gergin hissettiğimiz durumlarda öğrenme performansımız da olumsuz etkileniyor. Bunlar haricinde, başkalarıyla etkileşim ve işbirliği içinde olmak da öğrenme süreci açısından büyük ve pozitif bir etkiye sahip.

Tüm bu başlıklardan bahsederken etkinlikte öğrenmenin nörolojik temellerini de ele almış olduk. Beyin plastisitesi ve sinir hücrelerinin etkileşimi konularındaki aktarımla birlikte öğrenme sürecinin beyin içinde aşama aşama nasıl gerçekleştiğini inceledik. Bu noktada tekrar hatırlatmalıyız ki öğrenmede bilgilerin tekrarının, bilgide ilişkilendirme ve gruplandırma yapılmasının çok ciddi ve kolaylaştırıcı bir etkisi bulunmakta. 

Bazı Pratik Teknikler

Etkinlikte aynı zamanda öğrenme sürecini kolaylaştırmak için kullanılan birkaç ünlü ve etkili teknikten bahsettik. Bu teknikler hepimiz icin yeni birşey öğrenirken oldukça faydalı ve pratik olabilir, dolayısıyla bunları günlük rutininize dahil etmeyi öneririz. Kısaca bahsetmek gerekirse, bunlardan ilki olan pomodoro tekniği, belirli bir görevi odaklanarak 25 dakika boyunca çalışmak ve ardından 5 dakikalık ara vermek prensibine dayanıyor. Bu pratik, odaklanma süresini artırarak öğrenme verimliliğini artırıyor. Bir diğer teknik Kanban ise, görsel bir tahta üzerinde görevleri sınıflandırarak yönetmeyi sağlayan bir metodoloji. Burada görevler, "yapılacaklar," "devam edenler" ve "tamamlananlar" gibi sütunlara yerleştiriliyor, bu da öğrenme hedeflerini net bir şekilde takip etmeyi kolaylaştırıyor. Eisenhower Matrisi ise görevleri aciliyet ve önem düzeylerine göre sınıflandırarak önceliklendirme yapmamıza olanak sağlıyor, böylece öğrenme sürecindeki önceliklerimizi belirlememize yardımcı oluyor. Son olarak, "Eat That Frog" ilkesi bize en öncelikli ve zorlu görevleri tamamlayarak süreci daha basit ve etkili hale getirmeyi mümkün kılıyor, bu da öğrenme sürecindeki ana hedeflere odaklanmamızı sağlıyor.

Sonuç olarak, “Hayat Boyu Öğrenme Alışkanlıkları” başlıklı bu keyifli etkinlik bize sadece öğrenme sürecini detaylı olarak sunmakla kalmadı aynı zamanda mevcut öğrenme pratiklerimizi nasıl iyileştirebileceğimize dair de önemli ipuçları sundu diyebiliriz. Bu bilgilerin ışığında, bizlerin de kişisel gelişim ve öğrenme hedeflerimize daha etkili bir şekilde ulaşabilmemiz için öğrenme stratejilerimizi gözden geçirmemiz ve güçlendirmemiz gerekebilir. Özellikle bilgileri işleme, anlama ve hatırlama süreçlerini optimize etmek, veriler arasındaki duygusal bağlantıları güçlendirmek ve öğrenme sürecinde sosyal etkileşimleri daha bilinçli bir şekilde yönetmek bu stratejiler arasında önemli bir yer tutuyor. 

Umuyoruz ki, öğrenmeye dair bu yazıda da değindiğimiz önemli noktaları ve pratik uygulamaları günlük hayatımıza entegre etmek ve bu yeni bakış açılarını benimsemek, hem profesyonel hem de kişisel başarılarımıza olumlu bir katkı sağlayacaktır. Hayat boyu öğrenme perspektifini benimseyerek, değişen koşullara adapte olabilir ve sürekli gelişim için sağlam bir zemin oluşturabiliriz. Dileriz bu bilgi ve beceriler, hem hedeflerimize ulaşmak hem de gerçek potansiyelimizi ortaya çıkarmak için sizlere de çokça fayda sağlar.

Eğer sen de bu tür etkinliklerle yeteneklerini geliştirmek, Türkiye'nin en iyi uzun dönemli kampına katılmak ve yazılım alanında kariyerine başlamak istiyorsan, şimdi Patika+'ya başvurmanın tam zamanı: Tıkla!

Katılımcılarımıza Tavsiyelerimiz
Daha Fazla

Hayat Boyu Öğrenme Alışkanlıkları

Patika Plus Bootcamp'te düzenlediğimiz bu etkinlik ile hayat boyu öğrenme alışkanlıklarını ele aldık.

Hayat Boyu Öğrenmeye Dair

Hayat boyu öğrenme basit bir tanımıyla, resmi eğitimimizin ötesinde, kendi girişimimizle başlattığımız ve adım adım kendimizi geliştirerek büyüttüğümüz kişisel bir eğitim felsefesini ifade eder. Bugünün hızla değişen ve dönüşen dünyasında, bu anlayış bizlerin sadece kariyer başarısı için değil, aynı zamanda kişisel tatmin ve mutluluğu açısından da büyük bir değere sahip.

Biz de Patika Plus Bootcamp'in soft skill eğitimleri kapsamında Eğitim Tasarımcısı Gökçen Özbek ile birlikte bu konuya yönelik bir etkinlik düzenledik ve bu oturum bizlere hayat boyu öğrenme alışkanlıklarını daha iyi anlamak ve onları hayatımıza dahil etmek için harika bir fırsat sundu. Şimdi gelin, etkinlikte öğrendiklerimizi ve vurguladığımız noktaları birlikte gözden geçirelim.

Hayat boyu öğrenme neden gerekli?

İlk olarak, hayat boyu öğrenmenin neden bu kadar heyecan verici ve aynı zamanda aslında çok gerekli bir kavram olduğunu anlamamız gerekli. İnsanlar olarak bir bakıma bu dünyada problem çözmek için varız. Öğrenme ise problem çözmenin birinci koşulu. Buna istinaden, etkinliğimizde uzayan ortalama yaşam süresiyle birlikte, hayatta karşılaştığımız zorlukları aşmak ve değişen koşullara uyum sağlamak için öğrenmenin ne denli kritik bir yetenek olduğunun altını çizdik. 

Ancak öğrenme sadece bir görev gibi düşünülmemeli; bu aynı zamanda doğal bir ihtiyaç ve keşif yolculuğu. Çünkü öğrenmek, belirli bir alanda ustalaşmanın ötesinde bizim kişisel hedeflerimize ve arzularımıza ulaşmamızı da sağlayan bir beceri.Biliyoruz ki çoğumuz içsel olarak yaşamda kendi ilgi alanlarımızı ve tutkularımızı keşfetmeye dair bir merak duygusu taşıyoruz. Sürekli olarak öğrenen bireyler olmak bir anlamda doğamızın bir parçası. Kısacası yeni bilgiler öğrenmek, becerilerimizi geliştirmek ve perspektifimizi genişletmek, sadece bireysel gelişimimize ve başarımıza katkıda bulunmakla kalmıyor, aynı zamanda hayatı daha derinlemesine yaşamamıza olanak tanıyor ve bizi tatminkar kılıyor. Dahası hayat boyu öğrenme, sadece bireyler olarak değil, aynı zamanda içinde bulunduğumuz toplumun ve dünyanın dinamik değişimine ayak uydurabilmek ve bu alanlarda olumlu bir katkı yaratabilmek ve böylelikle nihayetinde toplum olarak ilerleyebilmek için de gerekli bir güç.

Peki öğrenme nasıl gerçekleşiyor?

Öğrenme karmaşık bir süreç ve öğrenmenin bilişsel, duyuşsal ve sosyal gibi farklı yönleri var. Biz de bu oturum boyunca öğrenmenin bu çeşitli boyutlarına değindik ve bilgilerin beyindeki işlenme, depolanma ve hatırlanma süreçlerine dair kapsamlı bir sunum dinledik. Bildiğiniz gibi duyguların, öğrenme konusunda kritik bir önemi var ve buna paralel olarak duygusal açıdan öğrenme deneyimleri değişkenlik gösterebiliyor. Örneğin öğrenme sürecine olumlu duygular eşlik ettiğinde öğrenme daha kolay ve kalıcı oluyor. Bunun aksine stresli veya gergin hissettiğimiz durumlarda öğrenme performansımız da olumsuz etkileniyor. Bunlar haricinde, başkalarıyla etkileşim ve işbirliği içinde olmak da öğrenme süreci açısından büyük ve pozitif bir etkiye sahip.

Tüm bu başlıklardan bahsederken etkinlikte öğrenmenin nörolojik temellerini de ele almış olduk. Beyin plastisitesi ve sinir hücrelerinin etkileşimi konularındaki aktarımla birlikte öğrenme sürecinin beyin içinde aşama aşama nasıl gerçekleştiğini inceledik. Bu noktada tekrar hatırlatmalıyız ki öğrenmede bilgilerin tekrarının, bilgide ilişkilendirme ve gruplandırma yapılmasının çok ciddi ve kolaylaştırıcı bir etkisi bulunmakta. 

Bazı Pratik Teknikler

Etkinlikte aynı zamanda öğrenme sürecini kolaylaştırmak için kullanılan birkaç ünlü ve etkili teknikten bahsettik. Bu teknikler hepimiz icin yeni birşey öğrenirken oldukça faydalı ve pratik olabilir, dolayısıyla bunları günlük rutininize dahil etmeyi öneririz. Kısaca bahsetmek gerekirse, bunlardan ilki olan pomodoro tekniği, belirli bir görevi odaklanarak 25 dakika boyunca çalışmak ve ardından 5 dakikalık ara vermek prensibine dayanıyor. Bu pratik, odaklanma süresini artırarak öğrenme verimliliğini artırıyor. Bir diğer teknik Kanban ise, görsel bir tahta üzerinde görevleri sınıflandırarak yönetmeyi sağlayan bir metodoloji. Burada görevler, "yapılacaklar," "devam edenler" ve "tamamlananlar" gibi sütunlara yerleştiriliyor, bu da öğrenme hedeflerini net bir şekilde takip etmeyi kolaylaştırıyor. Eisenhower Matrisi ise görevleri aciliyet ve önem düzeylerine göre sınıflandırarak önceliklendirme yapmamıza olanak sağlıyor, böylece öğrenme sürecindeki önceliklerimizi belirlememize yardımcı oluyor. Son olarak, "Eat That Frog" ilkesi bize en öncelikli ve zorlu görevleri tamamlayarak süreci daha basit ve etkili hale getirmeyi mümkün kılıyor, bu da öğrenme sürecindeki ana hedeflere odaklanmamızı sağlıyor.

Sonuç olarak, “Hayat Boyu Öğrenme Alışkanlıkları” başlıklı bu keyifli etkinlik bize sadece öğrenme sürecini detaylı olarak sunmakla kalmadı aynı zamanda mevcut öğrenme pratiklerimizi nasıl iyileştirebileceğimize dair de önemli ipuçları sundu diyebiliriz. Bu bilgilerin ışığında, bizlerin de kişisel gelişim ve öğrenme hedeflerimize daha etkili bir şekilde ulaşabilmemiz için öğrenme stratejilerimizi gözden geçirmemiz ve güçlendirmemiz gerekebilir. Özellikle bilgileri işleme, anlama ve hatırlama süreçlerini optimize etmek, veriler arasındaki duygusal bağlantıları güçlendirmek ve öğrenme sürecinde sosyal etkileşimleri daha bilinçli bir şekilde yönetmek bu stratejiler arasında önemli bir yer tutuyor. 

Umuyoruz ki, öğrenmeye dair bu yazıda da değindiğimiz önemli noktaları ve pratik uygulamaları günlük hayatımıza entegre etmek ve bu yeni bakış açılarını benimsemek, hem profesyonel hem de kişisel başarılarımıza olumlu bir katkı sağlayacaktır. Hayat boyu öğrenme perspektifini benimseyerek, değişen koşullara adapte olabilir ve sürekli gelişim için sağlam bir zemin oluşturabiliriz. Dileriz bu bilgi ve beceriler, hem hedeflerimize ulaşmak hem de gerçek potansiyelimizi ortaya çıkarmak için sizlere de çokça fayda sağlar.

Eğer sen de bu tür etkinliklerle yeteneklerini geliştirmek, Türkiye'nin en iyi uzun dönemli kampına katılmak ve yazılım alanında kariyerine başlamak istiyorsan, şimdi Patika+'ya başvurmanın tam zamanı: Tıkla!

BOOTCAMP

Partner şirketlerimiz, kendilerine özel Patika bootcamp’lerinden toplu işe alım yapıyor. Bu ücretsiz bootcamp'lere katıl, başarıyla mezun ol, ve hemen işe başla! Şu ana kadar binlerce kişi bootcamp'lerden sonra en iyi şirketlerde işe girdi.

Başvurulara açık programlarımız